Bazı ahlaksız ve alçakça olayları medya yakınlarda gündeme getirmiş olmalı. Bir iki kişi benim de bir şeyler yazmamı istediler. Şu ekranlardaki meşhur birkaç hoca geldi aklıma. Ne zaman cinsellikle ilgili bir habere konu olsalar hemen rating yapıyor. Millete de medyaya da ayıp! Sen alçaklıklara karşı bu güne kadar bir şey yapmıyorsun, sonra da galiz bir örnek karşına çıkınca pisliği siyasi amaçlarla kullananlara karşı alet olmamı istiyorsun? Bu her şeye ihanettir.
Bu millet bu televizyonları böyle izlemeyi, bu gazeteleri böyle okumayı sürdürürse bu ülkeyi kaybetmek için artık bir Yunan veya Fransız işgaline gerek kalmaz. Şu haberler sayesinde millette ne ruh kaldı, ne vicdan, ne psikoloji… Akşama kadar şehvet pisliğinin peşinden koşanların hiçbir söz söylemeye hakları yoktur. Ben yıllardır izlemiyorum ve o haberi bana gösterdikleri halde hala içeriğini okumadım. Aklımda, beynimde o pislik vahşet manzarasının kalmasına tahammül edemem.
Bir kaç kere sosyal medyada yazdım. Ben yıllardır televizyon izlemiyorum. Dikkat edin, izlemiyorum. Sizin bildiğiniz birçok güncel şeyi ben bilmiyorum. Bana darbe oldu dediler, saatler sonra uyandım. Ben bundan sonra, Müslümanlara karşı yapılması planlandığı anlaşılan darbenin bir intihar olacağını, taa 26 yıl önce, 1993 yılında yazmışım, kimse umursamamış. Ne diye uğraşayım boş ve kimseye hayrı olmayan şu siyasi didişmelerle öyle ise? İmanıma zerre kadar hayrı olmayan medya gündeminin çoğundan haberim yok. Haber olmanın zerre kadar faydası olmadığı gibi, korkunç zararları var çünkü.
İmanı toptan kaybetme tehlikesi karşısında uçurumun kenarındayız çoğumuz. O ekranların ve gösterimlerin en az yüzde sekseni resmen bağırsak boşaltıyorlar izleyenlerin suratına… Nasıl tahammül ediyorsunuz Allah aşkına? İmanınız mesela bir Kemal Sunal filmini izlemenize nasıl izin veriyor? Koca koca adamlar o lağım fışkırtan evlilik programlarını izleyip şehvetlenmeyi onurunuza nasıl yediriyorsunuz, çoluk çocuğunuzdan utanmadan? Allah’a karşı hayânızın şu ekranlardaki dizilerin ve görüntülerin yüzde 98’ini izlemenize izin vermemesi gerekir.
Bir ara, Ankara’nın Sokullu semtinde bir manavdan sebze alırken ekranda cadde gürültüsünü bastırmak için yüksek sesle oynayan diziye baktım. O bir dakika içinde –aşağılık- resmen eşcinsellik iması üzerinden espri üretiyor. Yandaki esnaf satıcı da, 50-60 yaşlarında, tebessümle izliyor komediyi. Tuh senin yüzüne adam gibi. Tuh sizin yüzünüze ki o lağımları izleyip her yanınıza dışkı bulaştırıyorsunuz. Bırakıp çıktım oradan. Bu millet bu hale mi gelmiş? Ben kendimi mağaradan çıkmış Ashabı Kehf gibi yapayalnız hissediyorum bazen.
Yazıklar olsun sizin gibi senariste ve hepiniz perişan olasınız siz. Bu millete Yunan’ın yapamadığı ihaneti yapıyorsunuz güle oynaya ve alkışlar altında ve de bol para kazanarak. Kim daha etkili sapıklık fantezisi düşünebiliyorsa, bu millet rating vererek ona daha çok para kazandırıyor. Bu millet böyle pisliklere layık olmasaydı, Allah bizi bu pisliklerde böyle giderek artan oranda boğmazdı. Maneviyatınız her gün daha fazla bozuluyor. Hepimiz bu ihanetin ortak suçlularıyız. Kimimiz işleyerek, kimimiz sessiz kalarak.
Bu duyarsız millete çok kırgınım. Hak söz söyleyenlere sırtını dönüp ne kadar batıl insanlar varsa, peşinden koşan, merakla kulak veren millet kendisine yazık ediyor. Arada bir böyle sivrilen galiz olaylar olunca güya tepki gösteriyorlar. Niyeyse de sadece cinsellikle ilgili olaylarda tepki gösteriyorlar. Niyeyse bir hoca ancak cinsellik üzerine konuşunca gündeme geliyor.
Peki siz yıllardır o utanmaz arlanmaz dizileri seyrederek bu günlere prim veren vatandaşlar değil misiniz? Sanıyor musunuz ki o pisliklere, eğlence olsun diye izlemeniz nedeniyle ortak yazılmadınız? Sanıyor musunuz ki bütün izlediğiniz ve çoluk çocuğunuza izlettiğiniz her şeyden tek tek hesaba çekilmeyeceksiniz kıyamet günü? Sanıyor musunuz ki evinizde internet güvenliğini ayarlamayarak çoluk çocuğunuzu pornoya açık tutmanın hesabını acı acı hem dünyada ve hem de ahirette vermeyeceksiniz?
Tarihteki insanlar cenneti kazanmak uğrunda diri diri yakıldılar da siz sağa sola şehvetlene şehvetlene cenneti kazanacağınızı mı sanıyorsunuz? Hayır, bu gidişat önce imanları zayıflatıyor ve sonra da kitleler halinde çöküyor imanlar… Müslümanlığımdan utanıyorum diyenler artacak ve bir de bakacaksınız ki inkarda boğulup gitmiş vicdanlar… Görmüyor musunuz?
Ben ne yapayım daha? Milletin duyarsızlığına karşı, yazıp çizmekten ve duyuramamaktan gücüm tükendi. Buradan sesim fısıltı kadar çıkıyor. Bir partinin, holdingin, tarikatın, cemaatin adamı değilim. Hiçbir televizyon, radyo veya gazete, bu vatan evladı ne diyor, millete duyuralım demiyor. Bütün medya sesimi milletten koparmak için bir iftira uydurup linç etti. Ne siyasilerin umurunda, ne de milletin çoğunun. Umursayanların da bir çoğunun anlama kabiliyeti çoktan çökmüş. Geride kalan bir avuç insan… Allah’ım, ne çetin bir çağa düştük.
Gazete haberlerinin çoğunun yalan ve psikolojik operasyon olduğunu umursamadan, yalanların peşine koşuyor kalabalıklar… Sesimi duyurabileceğim tek sosyal medya kaldı. Bu sosyal medyada bile, Allah diyen bir hikmet yayınladığımız zaman beş yüz kişi paylaşamıyor çevresiyle… Bırakın Allah uğrunda cihadı ihmal etmeyi, Müslüman görünmekten korkmanın bile çok büyük bedeli olacak bu Müslümanlara… Herkes, görevini yapmıyor olmanın bedelini çok ağır şekilde ödeyecek. Çok çok ağır şekilde…
Öyle ki, millet ne yapacağız diye kıvranırken, yol gösterici kimsenin sesi duyulmayacak o toz duman içinde… Bir çoğu öğrenmeyi, okumayı, anlamayı öğrenmediği Kur’an bulamayacak rehberliğine sığınmak için… Bu kapkaranlık senaryoyu ben hayalimde üretmiyorum, milletin günaha karşı umursamazlığı üretiyor. İşgal, kan ve gözyaşı dalga dalga yaklaşıyor da, görmek istemiyorlar. Her belayı başarıyla yok ettiği zannedilen siyasetin hiçbir şeyi çözemediğini fark ettiğinizde, çoktan iş içten geçmiş olacak. Bir millet kendini düzeltmedikçe Allah da başına gelenleri düzeltmez.
Allah samimi kullarını kurtarsın. Samimi kullarına yapmaları gerekeni yapacak bir cesaret ve gayret versin. Dünyamız belaya batsa da ahiretimizin batmasından bizi korusun. Bizler bir kaç deniz yıldızını da olsa bu imanlara saldıran dalgalardan kurtarmanın mücadelesini verelim… Kimsecikler kulak vermese de, okumasa da ve kimseye ulaşamasak da Allah emrettiği doğru yolunda sesimizin kesilmesine izin vermesin. Milletler layık oldukları kaderlerini yaşarlar.