Bir profesörün şu sözleri yer aldı manşetlerde: “Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede.” Bu inanılmaz sözü ciddiye alıp da ilmi küçümseyen kendine de milletine de yazık eder.
Şayet, “Okuma ve eğitim alıp da ahlaksız yetiştirilen insan, hiçbir şey bilmeyen cahil insandan çok daha tehlikelidir toplum için” deseydi, bu doğru olurdu.
Bu ümmeti paramparça eden şey cehaletten başka ne? Elalem Marsa giderken bizi kahvehane köşelerinde sabahlatan ne? Irak’ta, Suriye’de Müslümana Müslümanın kafasını tekbirlerle kestiren ne? İnsanlara din adına şehirlerde kendini patlattıran ne?
Cahilin basireti zannettiğin şey bataklıktan başka nedir? Cahilin basireti mi olur? Üç beş şatafatlı sözle cahili kolayca kandırıp her yöne çekersin! Cahili iki karmaşık bombayla birbirine kanlı bıçaklı düşman edersin. Cahil milleti ufak bir üfürmeyle fitnelere sürükleyip birbirine kestirirsin.
Bununla sen Anadolu’nun basiretli insanlarını mı kast ediyorsun? Onların okuma yazması var, basiretli davrananları da okuyan, düşünen, ilim ve hikmet peşinde koşan insanlardır, yanılıyorsun.
Millet ilmi nereden alacak? Bu zamanda okumaktan başka yolu mu kaldı ilmin? Okuma yazma öğrenmeyip de gaipten basiret vahyi mi alıyor kalabalıklar?
Okullarımızda bazı kesimlere dinsizlik ve ahlaksızlık öğretiliyorsa, bu ilimin, okuma yazma öğrenmenin zorunlu sonucu değil. Bu tam da okumamaktan… Okuma yazması var ama okumuyor veya bataklığa sürükleyen şeyler okuyor.
Böyle diyeceğine din kardeşlerine aklın, eğitimin, okumanın önemini anlatsan ya.. İlimde derinleşmeyen Müslümanların her zaman aldatılacaklarını söylesen ya…
Uçağımızın, trenimizin, köprümüzün, bilgisayarımızın, yaptığımızın ettiğimizin neredeyse tüm teknolojisini bugün bize veren okuma yazma değil de ne? Her şeyiyle ilim sahiplerinin ürettiği şeylerle ayakta duruyorsun ve milletin vicdanında ilme savaş açıyorsun. O aşağıladığın eğitim sistemi senin gibi düşünebilen bir zihni nasıl profesör yapabilmiş?
Düşünmedin mi ki yaradan Rabbimizin adıyla ilim edinmemiz bize farz kılınmış. (Alak, 1) Yüce Allah bize aklımızı çalıştırmayı farz kılmış ve aklını kullanmayanın pislik içerisinde kalacağını bildirmiş. (Yunus, 100) Allah’ın mübarek elçisi Muhammed (asm), ilim sahibini ölüler arasındaki diriye benzetmiş ve hatta bir hadiste cennetin 100 mertebesinden 99’unun alimler için olduğu rivayet edilmiş. İlmi bu denli yücelten bir dine mensubuz. Zaten kör bile görüyor ki insanlığı ilim ayağa kaldırmış ve cehalet yok edip öldürmüş.
Bir başka basiretli profesör de, tam aksine, camilerimize kütüphane yapılsın diyor. 12. asra kadar İslam dünyasının kütüphanelerin merkezi olduğunu, mesela Fatımi Devletinin kütüphanesinde 2 milyona yakın kitap bulunduğunu örnek veriyor. Müslüman alimler, bugünün Batı dünyasına göç eden bilimin temelini, kitaba ve okumaya verdikleri değer sayesinde atmışlardı. Muhammed Bozdağ