Haram cinsellik üzerinden milletimiz psikolojik bir esarete hazırlanıyor…
Namus bilincini kaybedenler vatana, millete ve değerlerine bağlılık bilincini ve cesaretini de kaybediyor. Ahlak dışı yaşantı insanı korkaklaştırıp, güçlülere karşı köleleştiriyor.
Bundan 40 sene önce köyümüze elektrik ve ardından televizyon geldiğinde, tüm mahallenin toplandığı o eve bir akşam küçük bir çocuk olarak ilk kez gitmiştim. O siyah beyaz ekrana büyülenmişçesine bakarken, sadece başı açık olan örtülü bir kadın çıkıp şarkı söyleyecek, izlemek haramdır diye bir refleksle fırlayıp kapattılardı televizyonu.
Üzerimizde korkunç sistematik bir manevi yıkım operasyonu sürüyor. 1880-1885 yıllarında İngiliz Başbakanlığı yapan Gladstone, “Türkler insanlığın insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu’da yok etmeliyiz. ‘Türkler bu Kuranla yürüdükçe medeniyete zararlıdır.” diyebilmiştir. Geriye baktığımızda yüreğimizle Kitabımız arasına konulan korkunç mesafeleri görüyorum ve Anadolu’dan kolayca sürülmemizi gerektirecek bir bozulmada boğulduğumuza tanıklık ediyorum.
Bir milleti yok etmenin birinci adımı onu birleştirip yüreklendiren doğru dinini saptırmak yoluyla elinden almaksa, ikinci adımı oku korkaklaştırıp adileştiren bir şehvet köleliğine düşürmektir. Bu yazıyla ben işin bu ikinci yönüne değinmek istedim.
Ben iki çağın tam ortasındaki nesilim. Çocukluğumdan bu güne yaşadığımız değişmelere bakıyorum… Bir kız ile konuşacak olsak haya yüzünden yüreğimiz ağzımıza gelir ve yüzümüz kıpkırmızı kesilirdi. Bu ülkenin televizyonlarında bir gencin teyzesiyle yatma sahnesi sergilendi onursuzca ve ratinglere göre bu ülkedeki 100 televizyondan ellisi o sahneyi heyecanla izledi. Yüreği kahrolması gerekirdi herkesin.
Yıllardır televizyon izlemediğimden, şimdilerde ne felaketlerin döndüğünü bilmiyorum, fakat bu internet felaketinin içindeyim. Zaman zaman dolaşırken pornografik masa başı psikolojik harp haberleri lağım bombası gibi patlıyor karşımda. Son zamanlarda her türlü sapıklık haberleri, kasıtlı ve bilinçli bir operasyonla yönetiliyor. Artık iki bekârın ilişkisini aştı bu fuhuş pazarlaması ve çoktan, evlilerin çapraz ilişkilerine sıra geldi. Arkadaşını karısıyla… haberi işte biraz önce karşıma çıkan ve bu yazıyı bana yazdıran o felaketlerden biri…
Bir daha yazıyorum bu medyaya… Bu tür felaketlerin haber yapılması Yunan’ın İzmir’i işgal etmesinden ve giderken de yakıp yıkmasından daha canice bir saldırıdır bu milletin maneviyatına. Terör örgütü gibi kafa kurşunlamıyorsunuz, ama ruh kahrediyorsunuz. Dünya hayatını şimdilik yok etmiyorsunuz ama bütün bir cenneti alıyorsunuz takipçilerinizin elinden ve sizi izleyenleri cehenneme sürüklüyorsunuz.
Düşünsenize! Kadın sanatçıyı dinlemek haramdır diye refleks gösteren bir milletten, bir yatak odası sahnesi görsek de heyecanlansak diye fırsat kollayan bir millete dönüşmüşsek en feci felaket budur.
Etmeyin ey millet, o hançerler yüreğinize saplanırsa çıkaramazsınız, çok kanlı gözyaşları dökersiniz. O haram zevke değmez! Esaret bir çırpıda gelir ve uyuşmuş korkaklığımızla hakkımızın zerresini de savunamayız. Erkekleri boğazlarlar, kızları ve kadınları da alıp götürürler.
Cinsel sapmaları, haramları tasvir eden haberlere rating katmayalım. Asla tıklamayalım. İçerisine girmeyelim. Okumayalım. O yüreğimizin asla tahammül etmemesi gereken felaket tasvirlerin yüreğimize ekilmesine izin vermeyelim. Bu millet edep mahalline dair herhangi bir kelimeyi ayıp diye ağzına bile alamayan bir yüce nezakete sahipti. O asalete geri dönelim. Zira böyle şeylerin zihnimize girmesine izin vere vere zihnimizi derinden planlamış oluruz. Muhammed Bozdağ