Bizim de yüreklerimiz yandı. Ağlama artık. Allah hepimize baban gibi cennet nasip eylesin. Bu vesileyle bir kere daha söyleyeyim:
Teröre bulaşmak ve terörü lanetlememek,
• -Batılı işgalcilere bereketli öz topraklarını hazır hale getirmektir,
• -Ülkenin ve bölgenin parçalanmasını amaçlayan güçlerin ekmeğine yağ sürmektir,
• -Bu toprakların ezanını susturmaya kararlı güçlere güç vermektir,
• -Kendi milletini zayıf, dağınık duruma düşürmektir,
• -Ülkenin servetini imha etmek ve servetleri ülkeden kaçmaya zorlamaktır,
• -Gelecek nesilleri Batı sömürgeciliğine köle düşürmektir,
• -Dinini, namusunu, öz benliğini, kimliğini kaybetme zeminini inşa etmektir,
• -Masum anaları ağlatmak, günahsız yavruları yetim bırakmaktır.
Irkçılıktan, bencillikten, cahillikten ve yalan yanlış telkinlerle dolduruşa getirilmekten kaynaklanan terörle cehennemden başka bir şey asla kazanılamaz. Terör sadece dış düşmanlara hizmet eder. Terörle kazanılan her şey haramdır ve tarih onu bin türlü kanlı bedelle kusturur. Müttefikimiz görünen Batı bizi tarihi düşmanları biliyor ve bize çok kötü tuzaklar kurdular. Yıllardır içeride örgütlenen terör de o tuzaklardan biridir.
Yegâne kurtuluşumuz vardır: Allah’ın emrettiği ahlaka tutunmak, her türlü şiddetten, ayrımcılıktan, zalimlikten sakınmak ve bayrağımız çevresinde yüreklerimizi birleştirip devletimizin terörle ve zulümle mücadelesinde güç, hikmet, adalet ve basiret sahibi olmasına dua etmektir.
Şu veya bu sebeple birbirine kızanların intikam uğrunda vatanlarını batmaya sürüklemesi feci bir basiretsizliktir. Unutulmasın ki bu devletin çatısı çökerse kimseyi kendi özel valisi, kendi terör örgütü koruyamaz, kitleler birbirine düşer, hemen herkes yerinden yurdundan olur ve belki de kalabalık kitleler de canından ve namusundan edilir. Devletimiz zayıflarsa bizi Suriye’den beter ederler ve sığınacağımız tek bir ülke de bulamayız.
Türkler her ne kadar Batıcı politikalar altında günaha batsalar da hala dünyanın çok mazlum, çok şefkatli, çok sabırlı, çok iyiliksever milleti olma özelliğini koruyorlar. Buralarda Türkleri ezerek, atarak, sırtını dönerek Batılılardan başka kimse bir zafer kazanamaz. Irkçılığın Türklerin fıtratında olmadığının biricik göstergesi tarih boyunca kendilerinden olmayanları asla yok etmeyişleri ve onları benimseyip, kaynaşma yolları arayıp asırlarca bir arada yaşayışlarıdır. Batılılar İspanya’nın Endülüs medeniyetinden geriye bir tane müslüman bıraktılar mı? Aklımız nerede?
Bu bölge insanı Batının esaretinden korunmak uğrunda Türklerin önderliğinde yürüme fedakarlığına ve basiretine mecburdur. Kim Batıya sırtını dayayıp müslüman Türk kardeşini sırtından vurursa Allah günü gelir onu yaltaklandığı zalimlerin elinde perişan eder. Güçlü millet ahlaklı millettir ve milletin gücü devletin gücünü inşa eder. Öyleyse ilahi ahlaka dönelim ki Allah düşmanlarımıza bizi kahretme fırsatı vermesin. Dr. Muhammed Bozdağ