Hedef Türkiye’nin de Suriye olması ve sonra tüm bölgenin yeniden harıtalanmasıdır. Son zamanlardaki felaketlerde insanlar onlarca yüzlerce birden ölüyor. Ankara’daki feci patlamalarda onlarca masum insan hayatını kaybetti. Diğer bütün terör olayları gibi, bütün bir millet olarak yüreğimiz kahroldu. Fakat sakin olalım. Oluk oluk kanı büyük şehirlere taşımayı hedefliyorlar. Medya da bu olayların amaçladığı tedhişe hizmet ettiği için, sorumsuz medyanın desteği sayesinde korkarım ki daha nice bombalar patlayacak. Yazıklar olsun felaketi en galiz canlılığıyla topluma yansıtıp toplumun psikolojik gücünü çökerten bu basiretsiz medyaya! Yazıklar olsun öz milletini korkutan, terörün amacının gerçekleşmesi için parçalanmış insan görüntülerini çekinmeden yansıtan medyaya. Bu tutumun milletimize verdiği zarar Rus-Amerikan füzelerinin Müslümanların başında patlamasından daha az değil. Bunlar terörün ortağı mıdırlar? Böyle haberlere odaklanıp ürettiği öfkeleri biriktirip kanı her tarafa yaymaya çabalayanlar en kısa sürede bu hatalarından dönmelidirler.
Türkiye’de selim akla ihtiyaç var. Herkes sakin olmalıdır. Seçim yaklaştıkça daha korkunçları da gelebilir ardından. Fitne çok büyük! Dünya sevgisini yüreğimizden atma ve dış güçlerle bir savaşta olduğumuzu idrak etme ve devletimizin gücüne elimizden geldiğince katkı sunma vaktidir. Bizi hakkıyla uyarmıyorlar ve biz de pek oralı değiliz. Bu olayların amacını anlamak istemiyor kabalalıklar. Kibir, önyargı, bilgisizlik, ben bilirimcilik, beyinlerin yıkanmışlığı almış başını gidiyor. Anlayacak derin ilme ve analize sahip olabilecek şekilde de eğitilemiyoruz okullarımızda ne yazık ki.
Sosyal medyada 2011 yılında yazdım. O güneydeki, hiç sesi çıkmayan ülkenin savaş uçaklarından ülkemize atılan ağlarla tepkisiz milletimizin esir edilişini çaresizce izlemiştim rüyamda ve uyarıcı rüyalar birbirini izledi… Her büyük olaydan önce rüyada işaretini alıyordum. Son Rus saldırısına kadar… Bazılarını da yazıyordum kendimi tutamayarak… Bunları yazdığım zaman alay edenler ve mesaja sahip çıkmayan dostlar, ben kimse için bir şey yapamam… Şimdi bakıyorum, uyarmak boş. Layığımız gelecek başımıza. Takdir edilen olacak. Allah o zor günlerimizde rahmetiyle bizi koruduklarından eylesin.
Ben milletin seçtiği liderin yıllar önceki o sözünü unutmuyorum: Küresel güçlere karşı söylediği “Öleceksek adam gibi ölelim.” cümlesini duyduğum zaman bizim idam fermanımızı imzaladıklarını anladım. Şeytanlıklarına secde etsek de bizi yine yaşatmak istemiyorlar. Müslüman olduğumuz için… Aramızdan terörle bizi hançerleyen bazı ırkçıları da dinimizi terk edip mecusi ve benzeri inanışlara sokarak devletle ödüllendirip korumalarına alacaklar güya. Ey kainatın tek hakimi olan yüce Allah’ım. Kıyameti dilediğin zaman sen koparırsın. Tek koruyan sensin. Dilediğin milleti ancak sen yok edersin, başkası değil.
Bizim tek kurtuluş çaremiz vardır. Ya müminler olarak adam gibi zalime karşı durarak ölüp cenneti kazanmak ya da müminler gibi Rabbimize yüreğimizden sığınıp kenetlenip tek millet olup üzerimizdeki tuzakları boşa çıkarmaktır. Bu ülkede çok can yakıcı yanlışlar yapılıyor. Sorumluluk sahibi insanlar ne büyük bir felaketin eşiğinde durduğumuzdan gafil görünüyorlar. Oynaşma vakti değil. Milletin hamasete değil ikna edici güvene ihtiyacı var. Acilen israfa, kayırmacılığa, tembelliğe ve etkisiz veya yavaş işleyen adalet belasına savaş açmalıyız bu uçurumdan düşmek istemiyorsak…
Terörü kıyamete kadar lanetleyeceğiz. Fakat yapılması gereken, aman sakın bu terör haberlerini bol bol izleyerek, çocuklarınıza izleterek korkunun yüreklerinize sinmesine veya öfkenizin patlamasına izin vermeyin. Bu ahir zaman fitnesidir. Fitnede hak batıl birbirine karışık ve kimse kimseyi kolay kolay dinleyemez, anlayamaz. Basiretli insanların sesi topluma ulaşmıyor ve toplum dinlemiyor. Dinlese de anlamayacak zaten.
Şu an tek yapılması gereken, korkunun içimize işlemesini amaçlayan medyayı kapatmak. Evimize çekilmek. Sokaklardan, eylemlerden uzak durmak. Allah’a sığınmak… Ahlaka sığınmak… Allah’a sığınmak… Kuranı açıp baştan sona ayet ayet, düşüne düşüne “Rabbimiz ne buyuruyor, nerede hata yapıyoruz biz? Rabbimizi biz nerede yanlış anladık da ümmeti bu felakete düşürdük?” diye hummalı bir arayışa girmektir.
Allah milletimizi kurulan tuzaktan korusun. Muhammed Bozdağ
