Vejeteryenliğin müslümanlıkla yeri var mı?

2774

Kitap Satış Noktaları

♦ Veganistlik diye bir yaşam tarzı oluşmuş. Bu yaşam tarzında bazı insanlar sadece toprakta yetişen yiyecekler ile besleniyorlarmış. Hiçbir hayvansal gıda tüketmiyorlarmış. Süt yumurta dahi yemiyorlarmış. Bu insanlara göre hayvanlar, Allah’ın yarattığı birer özel canmış. Bu yüzden onların canını almak vahşilikmiş. Canlı olarak yediğiniz her şey cesetmiş. Kürkü, derisi, eti için hayvanları öldürmek cinayetmiş. Her can kutsalmış. Bu ne kadar doğrudur Hocam?

♦ Allah tarafından yaratılan her canın özel ve saygın olduğu açıktır ve doğudur. Tıbbi veya psikolojik nedenlerle et yemekten sakınmanın bir mahsuru yoktur. Kimse et yemek zorunda değildir. Bunun dışındaki hususlar ise tamamen yanlıştır. Şöyle ki:

♦ Bu konuda Rabbimizin buyruklarından bir kısmı şöyledir: “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı.” (Bakara, 173) “Ey insanlar, yeryüzünde helal ve temiz olan şeyleri yiyin.” (Bakara, 168) “Rızıklandırdığımız tertemiz şeylerden yiyin diye size kudret helvasıyla bıldırcın indirmiştik.” (Bakara, 57) “Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın.” (Maide, 87)

♦ Et yemeye felsefi veya dini anlamda karşı çıkmak ve bu ideolojiyi yaymak olan vejeteryenlik, kökeni reenkarnasyona inanan uzak doğu din ve mezheplerine dayanan bir putperest davranışıdır.

♦ Maalesef bu davranış Müslüman memleketlere de sokulmaya çalışılmaktadır ve sözde hayvanların canını korumak gibi bir gerekçeyle kamufle ederek masum gösterilmektedir.

♦ Bilindiği üzere, reenkarnasyon inancına göre, İnsan ölür ve eğer sevaplı bir rahip ise tanrı olarak başka bir bedende ölümsüzleşir veya günahkâr ise aşağı düzeyde bir hayvan olur. Bütün hayvanlar da bu anlamda ruhların farklı derecelerdeki bedenleridir. Böyle olunca da mezheplerine göre kimi fili, kimi fareyi, kimi ineği veya kimi başka bir yaratığı kutsamaktadır. Bazı itikatlarda bütün hayvanların eti yenmezken, bazılarında, at, fil, köpek gibi belli başlı hayvanların etleri yenmemekte ve bu konuda farklı farklı itikatlar bulunmaktadır.

-Allah canı sadece hayvanlara vermemiştir. Bitkilerin de tıpkı hayvanlar gibi canı vardır. Sevgi Zekası kitabında örneğini verdiğimiz üzere bitkilerin kendilerine kötü davrananları hatırladığı ve tepki gösterdiği de elektriksel olarak ölçülmektedir. Canı nedeniyle bir hayvanı yemeyenin canı nedeniyle bitkiyi de yememesi gerekir. Hangi canın çıkarken ne kadar acıyacağını hiç kimse söyleyemez. Bilimsel çalışmalar mesela balıkların acıma algıları olmadığını iddia etmektedir. Hipnotize olmuş bir insanın kolu acımadan kesilebilir. Hayvanların bilincinin ne kadar olduğu ve ölümü ne kadar hissettikleri konusunda herkes kolayca söz söyleyemez.

♦ Rabbimiz bize hayvansal ve bitkisel olarak türlü rızıklar lütfetmiş; yarattıklarından bildirdiği helal ve temizlerinden yememizi emretmiştir. Allah’ın helal kıldığı bir rızkı yemeye karşı çıkmak Allah’a isyan etmektir.

♦ Ayrıca tıbbi olarak da bakılırsa… Hayvansal proteinler zihin, beden ve psikolojik sağlığımız açısından çok önemlidir. En temel protein kaynakları hayvansal gıdalardır ve yeterli protein alınamadığında insan gelişimi her açıdan çöker. Her canın sahibi Allah’tır.

♦ Siz ister kesip yiyin, isterseniz de kesmeyin, her hayvan ölecektir. O insan için yaratılan besi hayvanını kesmek vahşilik değildir. Çünkü kestiğiniz zaman canı iki dakikada çıkmaktadır; ama kendi başına ölüme kaldığı zaman, eziyetli bir yaşlılık yaşamakta, günlerce hastalık altında inlemekte veya yırtıcı bir hayvan tarafından canlı canlı parçalanmaktadır.

-Ölümü Allah hepimize mukadder kılmıştır ve bu hayvanları Allah’ın adını anarak ve eziyet etmeksizin keserek beslenmek de Rabbimizin bize lütfudur. Buna karşı çıkmak şeytanın uşağı ve oyuncağı olmaktan başka bir şey değildir.

♦ Kürkü için hayvan öldürmek ise başka bir konudur. Rabbimiz yaban hayvanlarını sadece muhtaçsak ve beslenme amacıyla öldürmeye izin verir. İnsanın zorunlu ihtiyacı olmadan bir yabani hayvanı öldürmesinin büyük bir günah olması ve kıyamet günü o hayvana hesabının verilecek olması ise ayrı bir konudur. Mümin bir sineği bile gerekli olmadıkça öldüremez. İhtiyacı için öldürecekse de eziyetle ve işkenceyle öldüremez.

Zira şu hadisten de anladığımız üzere herkes her canlıya yaptığı her şeyin mutlaka hesabını verecektir:  “Kim haklı bir sebebe dayanmadan bir serçeyi, hatta ondan küçük bir canlıyı öldürürse o canlı kıyamet günü davasını Allah’a götürür ve: Ey Rabbim, falan kimse beni, bir fayda olmaksızın öldürdü der.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned III:166)

Dr. Muhammed Bozdağ