Bu akşam Ankara’da, yanı başımda büyük bir patlama oldu. Yirmiden fazla ölü ve onlarca yaralı olmuş. Patlama yerinde iki askeri servis otobüsünün parçalandığını söylediler. Bu saldırıda yaralananlara Allah’tan acil şifa ve şehit olanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.
Bir haftadır kalbimde yaşadığım ve ailemle paylaştığım bir rüyanın tabirine tanıklık ettim böylece: Tarih, 10.02.2016, sabaha doğru… TBMM’nin yakınındaki Dikmen Caddesi-Eskişehir yolu arasındaki iki tarafı birbirine bağlayan yolun Eskişehir yoluna yakın bir yerindeyim. Sol tarafımda Hava Kuvvetler Komutanlığı olduğunu biliyorum. Yerler hani sel olur, yıkar geçer, çamuru yayar da kurur ya, öyle bir görüntü… Çevredeki binalar yıkılmış. Temelinden sökülen ve yeri çukurlaşan bir bina yerinin yakındayım. Askerlerimiz binalarının yıkılmasına rağmen morallerini koruyup yan tarafta talimlerini sürdürüyorlar. Şaşkınlıkla ne olacak bu yerler diyorum, bana filanca vakfa devredecekler deniyor.
Bugün 17.02.2016 , saat 18.30 suları… Büromda çalışmayı sürdürürken dehşetli bir patlamayla irkildim. Şimdi eve gelip internetten görüyorum ki, patlamanın olduğu yer, rüyamda gördüğüm alanın yakını…
İnternet sayfamdan birkaç yıldır yazıyorum. Dostumuz görünen ülkeler üzerimizde çok kötü emeller peşinde büyük planlar yapıyorlar. Bizi terörle oyalamak ve kazançlarımızı terörde yok etmek ve bizi küçülterek kaybetmek istiyorlar.
Hamd olsun kahraman askerimiz terörle mücadelesinde çok başarılı oldu ve masum insanları teröristlerden ayırt edebilmekte oldukça titizlik gösterdi. Allah zalimlere ve asilere karşı başarılarını arttırsın. Terör ordumuzun moralini çökertemeyecek ve milletimizin birlik ve beraberliğini bozamayacaktır Allah’ın izniyle. Bunu diliyor ve buna inanıyorum.
Anlıyoruz ki terörü büyük şehirlerimize taşımak istiyorlar. Allah onlara fırsat vermesin. Bizim Allah’tan ve vatansever vatandaşlarımızdan başka dostumuz yok. Ülkemize kurulan tuzakları en az hasarla atlatmamızın yolu sosyal ahlaka tutunmak ve bayrağımız çevresinde birbirimize hakla, saygıyla, sorumlulukla ve adaletle kenetlenmektir.
Bu ülke hepimizindir. Bir grup diğerini dışlamaya çalışırsa bu ülke hiçbirimize kalmaz. Millet olmak vatanını birlikte sahiplenmektir. Kim dış güçlerle işbirliği yapıp da bu millete ve vatana ihanet etmişse tarihte hep yok olarak veya perişan olarak bedel ödemiştir.
Güney Doğudaki terörle mücadelede Kürt kardeşlerimiz büyük bir basiret örneği sergilediler. Azınlıkta kalan teröristlere prim vermemeleri ve uzak durmaları sayesinde büyük felaketli ve feci yıkımlardan kurtulduk. Fakat bu mücadele devam ediyor ve belki şiddetlenebilir de…
Bu noktada herkesin, her bireyin sorumluluğu var. Sokaklarda sükûneti sağlayacağız. Böylece güvenlik güçlerimiz enerjilerini teröre odaklarlar ve caniler, zalimler, hainler, asiler ezilir gider. Bir de şurası son derece önemli: Özellikle devlet katında görev alan herkes, her memur her türlü israftan, sorumsuzluktan, adaletsizlikten, kinden, kişiliksizlikten sakınacak. Bu milletin kullandığımız her şeyinin kıyamet günü herkes kuruşu kuruşuna hesabını verecek. Her devlet memuru bunu bilerek çalışsın. Rüşveti, terörü, vatana ihaneti çekinmeden lanetleyelim. Bu şerefini ve hayatını korumak isteyen herkese bir vecibedir.
Herkes bulunduğu yerde işlerini titizlikle yapmaya çalışsın. Herkes görevini hakkıyla yaparsa hainlerin planları akim kalır ve bu henüz adı tam konulmamış küresel savaştan milletçe sağ salim çıkabilme fırsatımız olur.
Yoksa bomba başında patlamayanlar duyarsızlıklarını sürdürürlerse… Geri kalanlar oyunda oynaşta, dolandırıcılıkta, gaspta, fuhuşta devam ederse, bu kahraman ordunun da gücü bir yere kadardır. Bir yerde devlet düzeni barajı patlar ve çil yavruları gibi ortalığa saçılıp Allah korusun birbirimizi ezeriz.
Ülkede kitap okumayan veya aşk meşkten başkasını okumayan, batıl şeylerin arasındaki hak bilgileri kavramaktan aciz büyük kalabalıklar yetişiyor. Böylesi kalabalıkların içerisine fitne sokmak, insanları sokağa sürüp birbirine düşürmek kolaydır. Sosyal medya üzerinden dahi birkaç operasyonla bu insanları sağa sola sürüklenip iç karışıklıklar üretilebilir. Bu yüzden fitneyle en güzel mücadele tüm gücümüzle karmaşadan uzaklaşmayla ve her türlü teröre ve kötülüğe karşı tek vücut olmayla sağlanır.
Ayrımcılık yok! Mezhepcilik yok! Kayırmacılık yok! Vatanımıza, ahlakımıza, değerlerimize sımsıkı sarılmak var. Allah’a bağlanmak, Kur’an’a sımsıkı sarılmak var. Dr. Muhammed Bozdağ