Cuma günü tatil ilan edilmeli mi?

2005
Cuma namazı secdesinde...
Cuma namazı secdesinde...

Kitap Satış Noktaları

 

Türkiye’de Cuma namazına yetişmenin kolaylaştırılması için öğlen tatili ayarlamasıyla ilgili bir genelge yayımlandığını öğrendim. Demek ki her mümine farz olan Cuma namazına yetişmekte sorun yaşayanlar var ki buna gerek görüldü. Hayırlı olsun. Lise yıllarında derslerimiz Cuma saatiyle çakışıyor diye yetişemezsek, gözyaşı dökerdik. Çok şükür, şimdi hiç zorluk kalmadı.

Fakat ben başka bir endişe içindeyim: Bugün bir gazetenin, cumanın tümden tatil olmasını istediğini okudum ve endişelendim. İki yıl önce bu konuda fikrim sorulduğunda, böyle bir uygulamanın çok yanlış olacağını yazmıştım.

Bizim dinimiz tatil dini değil. Dünyevi gerekçelerle tatil ilan etmenin manevi sorumluluk derecesi ne olur tartışılır. Ancak dini gerekçelerle haksız bir tatil ilan etmenin vebalinin büyük olacağına inanıyorum. Bunu söylemek bana düşmemeliydi; ama henüz söyleyen biri göremedim.

Müslüman Cuma gününü tümden tatil yapabilir mi? Müslüman Cuma günü tatil yapmalı mı? Müslüman hiçbir gün tatil yapmamalı… Müslüman Allah’ın dinlenmek için yarattığı gece vakitlerinde tatil yapmalı. Resmi tatil günlerinde bile, tatil değilmiş gibi çalışmalıdır. Müslümanın tatili, gece dinlenmeleri olmalıdır. Müslüman Allah’ın yarattığı dinlenme vakitleri dışında, bir işten sıyrılıp diğerine koşan karınca gibi çalışmalıdır. Allah’ın Müslümana emirlerinin gereği budur.

Birileri “Cuma günü tatil olsa ne olacak? Rahat ve geniş geniş cumaya hazırlanırız. Dinleniriz!” diye düşünüyor olabilir…  Elbette çalışanların öğlen mesaisinin Cuma namazına göre ayarlanmasında ben büyük bir hayır görüyorum. Fakat Cuma gününün tümden tatil edilmesini Kur’an ile bağdaştıramıyorum.

Zira yüce Allah Cuma namazıyla ilgili şöyle buyurmuştur:  “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cuma, 9-10)

Bu ayet Cuma namazının öncesini ve sonrasını tarif etmiştir. Namaza çağrıldığınız zaman alışverişi bırakın.  Çarşı pazarı, çalışmayı, işi gücü bırakın ve doğrudan namaza koşun. Yani Cuma çağrısına kadar, zorunlu değilse de,  iş var, çalışma, ticaret var. Peki namazı kıldıktan sonra?  Orada da caminin avlusunda oturup uzun uzun muhabbet etmek veya eve gidip yatağına uzanmak veya televizyon izlemek yok. Yeryüzüne dağılın (fenteşiru fil arz)… Bağınıza, bahçenize, dükkânınıza, işinize gücünüze dönün. Neden? Allah’ın lütfundan nasibinizi aramak için… Yani dünya işlerinizin peşinde çalışmak için… Tabi bunları yaparken, bir yandan da Allah’ı çokça zikrederek, yüreğinizi Allah’ın zikriyle doldurarak…

İslam tarihi geleneğinde Cuma tatili yoktur. Peygamberimiz böyle bir tatil uygulamamıştır. Osmanlı’da memurların artışına paralel olarak, Perşembe veya Pazartesi günleri tatilleri ihdas edilmiş. Sonra üç dinin mensuplarının üç ayrı günde tatilleri olmuş. Türk İslam tarihinde Cuma gününü hafta tatili yapan ilk kanunu 1924 yılında TBMM çıkarmış; daha sonra vazgeçilip Batı ile uyumlu tatil sistemi getirilmiştir. Bunlar belki pratik ihtiyaçlardan kaynaklanan siyasi kararlar olabilir, ama asla dinin gereği olarak gösterilemez. Cuma günü dahi çalışmayı emreden ayet apaçıkken, Müslümanın özellikle Cuma günü tatil yapmayı istemesi üzüntü vericidir.

Kuran’a iman etmiş bir Müslüman asla boş duramaz, durmamalıdır. Asla tatil arayışında olmamalıdır. Kazara birileri Cuma gününü bu millete dini gerekçelerle tatil yaparsa kıyamet günü vereceği hesabı olacak. Tatil dahi olsa biz tatil değilmiş gibi çalışmalıyız. Çünkü namazı Allah emrettiği gibi, namazın öncesinde ve sonrasında çalışmamızı da Allah emretmiştir.  Dr. Muhammed Bozdağ