“-Soru: Çok kötü bir hayatın içerisindeyim. Hep kavga, hep kötülük, hep utanç! Hiçbir iyi alışkanlığım yok. İlişkilerim çok kötü. Çıkamıyorum bu bataklıktan, ölüp kurtulmak istiyorum.
–Neden kurtuluş olmasın? Allah nice ocakları sönmüş küllerinden diriltmiştir. Üzerinize düşeni hakkıyla yapın bir hele. Öğrenmekten erinmeden, yapmaya üşenmeden, sellerden yuvasını korumaya çalışan karincalar gibi bir çırpının hele…
Ölüp kurtulma noktasına gelmek depresyon işaretidir. Yorulmuş, mücadele gücünüzü yitirmiş, teslim olup pes etmiş insanın halidir bu. Allah kötülükle mücadeleye gönderdiği kulunun düşmanına teslim olmasını istemez. Savaşta canınızın son damlasına kadar Allah için mücadele etmelisiniz ki, ölürseniz şehit sayılasınız.
Ölmeyi, ölüp kurtulmayı istemek yenilgiyi kabul etmektir. Ölüp kurtulabilecek misiniz peki? Ya temizlenmemiş günahlarınız, borçlarınız, kul haklarınız var ise? Öldükten sonra bir gramı için tövbe edemez, helallik dileyemez, bir kuruş borç ödeyemezsiniz. Ben de bir vakit sürekli hastalıklardan bunalıp vasiyetimi yazmış, ama gözyaşları döküp Allah’a biraz daha yaşayabilmek için yalvarmıştım.
Allah yol göstericiniz olsun! Oralardan çıkmanın yollarını gösteren çözümleri öğrenmeniz nasip olsun. Ölümden başka her derdin çaresi yaratılmıştır. Aramak gerekir. Gücünüzün son damlasına kadar Allah’ın yoluna ve emrettiği ahlaka tutunmaya çalışmak gerekir. İbrahim aleyhisselam gibi diri diri ateşe atılırken bile sükûnetini bozmayacak kadar güçlü bir imanımız olmayabilir. Ama o yolda çabalayabiliriz.
Yılmayın, kaçmayın! Ölümü istemek nimetlerin en üstünü olan ve bize cenneti kazanmamıza vesile olsun diye emanet edilen hayatı hor görmektir. Kötülüğün içerisindeyken ölen, dertlerinden kurtulacağını mı sanıyor? Ölünce eliniz ayağınız tutmayacak, diliniz susacak. Peki, günahlarınızı kim temizleyecek? Geride bıraktıklarınız bir damla günahınızı temizlemekle ilgilenirler mi? Yaşadıklarınızın hesabının ebediyen üzerinize kalmasını mı istiyorsunuz? Herkes zaten yakında ölecek. O son çok hızlı gelecek. Kum saatimiz sayıyor. Cennete hazırlanmak ve günahlardan kurtulmak için zamanla yarışmamız gerekmiyor mu? Yarına uyanışımızı, tövbe, dua, helalleşmek veya kul hakkından biraz daha kurtulmak için yeni bir fırsat görmeli değil miyiz? Savaştan kaçana kahraman derler mi? Kötülüklerle savaşmadan kaçarak kurtulamazsınız.
Her bataklıktan çıkışın kendine özgü bir yolu vardır. Anlamsız çırpınışlarla denizde yüzemezsiniz. Zihninizi koruyacak, motive edecek vesileler, yollar, yöntemler bulmalısınız. Zahmet edip çözüm yollarını öğrenin. Ortalıkla çare sorabileceğiniz bilgeler bulamıyorsanız, okuyabileceğiniz bir sürü yol gösterici kitap var.
Yaşadığınız uzun süreli stres ve dağınık yaşama alışkanlıkları zihin-beden düzeninizi bozmuş olabilir mi? Öyleyse Zihinsel Şifa kitabıyla acilen tanışmalısınız. Yoksa sorun düşünce alışkanlıklarınızda yani motivasyon yetersizliğinde midir? Öyleyse Düşün ve Başar kitabıyla tanıştınız mı? Pekala ikisi de değil de birbirini izleyen bir dizi aksilikle, maneviyatsızlıkla, sebebini bilmeideğiniz izah edemediğiniz engellerle mi boğuşuyorsunuz? O zaman Ruhsal Zeka ve İstemenin Esrarı size çok çarpıcı ufuklar kazandırabilir maneviyat hakkında.
Allah akıl sahibi yarattığı herkesin hayatının yönetimini kendi iradesine vermiştir. Dileyen dizilerle, oyunlarla meşgul olup oyalanarak tüketir nayatını. dileyen de boşa harcayacağı bir saniyenin olamayacağı bilinci içinde amansız bir öğrenme, basiret, irade ve yetenek geliştirme yarışına girer. Şu ana kadar yaptıklarınızı yapmaya devam ederek geleceğinizin değişebileceğini zannetmiyorsunuz değil mi?” Muhammed Bozdağ