Toplumları omuz omuza kenetlendiren biricik kuvvet adalettir. Adaletin icrasını sağlayacak olan da hukuk ve mekanizmalarıyla devlettir. Devlet ise istihdam ettiği memurları eliyle iş yapar. Dolayısıyla memur bozulduğunda adalet bozulacak, adalet bozulunca devlet çökecek ve devlet çöktüğünde de toplum dağılacaktır.
Koca adam evladı yaşındaki devlet memurunun elini öpecekti…
Devlet kurumunda yöneticilik yapan komşu köyümüzden bir arkadaşımla buluştuk, çay sohbet derken bir hatırasını anlattı:
‘Trafik yoğundu ve biraz da ihmalle daireye yarım saat geç kaldım. Baktım 60 yaşlarında birisi, yarım saattir evrakını imzalamam için beni bekliyormuş. Adamı görünce yıkıldım.
-Bey amca hakkını helal et, maalesef geç kaldım. Çok mahcubum. Senden ricam beni beklemen nedeniyle ne kadar zarar gördüysen, otobüsüne, gideceğin yere geç kaldın, başka bir şey olduysa onu ödemek istiyorum.
Adam şaşırdı. Burası neresi der gibi şaşkınca bakındı çevresine, döndü bana.
-Ben böyle bir devlet memuru görmedim. Allaha şükürler olsun ki böyleleri de var. Dedi.
Sarıldı ellerime, ellerimi öpecek. Koca adam, gözleri doldu. Niye şaşırsın ki, niye bana minnet duysun ki! O adama tam zamanında hizmet etmek zorundayım. Bu onun hakkı ve benim borcum. Eğer başka bir zamanda daha fazla çalışarak açığımı kapatmazsam yarım saatin maaşı bana haram. Devlet o mesai için ödüyor bana o maaşı. Bir sürü memur var böyle işe geç gelip erken giden. Kardeşim sen yetmiş milyonun hakkını yiyorsun. Haram yiyorsun. Nasıl ödeyeceksin bu millete kıyamet günü borcunu? Bir düşünsen! Muhammed Bozdağ
